psikoevim-ozguven

Çocuklarda Özgüven Gelişimi için İhtiyacı olan 5 Beceri

Anne babalar çocuklarına yalnızca tavsiyelerde bulunabilir ya da onları doğru yola yönlendirebilirler, ama kişinin karakter oluşumu son tahlilde kendi ellerindedir.

Anne Frank

Çocukların kendilerini güçlendiren anne babalarının olması harika bir şeydir ama sanki kendilerini seven ve destekleyen anne babaları olan pek çok çocuk, yetişkinliğinde hayattaki hedeflerini gerçekleştirmesinin önündeki engelleri aşamıyor.

Çocukları kişiliklerine ve becerilerine en uygun hayatı sürdürmeleri için güçlendirmek, olumlu düşünmekten, şansa inanmaktan ya da çocuklara sürekli “Her şeyi sen yaparsın” demekten daha çok şey gerektiriyor.
Çocukların yetişkinliğine giden yolda kendi tutkularını bulmaları, önlerine çıkabilecek engelleri aşmaları ve hayallerini gerçekleştirme azimlerini korumaları için gereken kaynakları edinmelerine yardımcı olacak beş beceri nelerdir?

PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK

Çocuklarımızı büyüme yolunda yaşayabilecekleri çarpışmalara karşı korumak ne kadar çekici gelse de onları zorluklara göğüs gerebilecek ve hayatta varmak istediği yere varabilecek yetişkinler olabilmeleri için güçlendiren şey, sert bir kayaya çarpacak olsalar da yola devam edebileceklerini bilmeleridir.
Anne babalar çocuklarının hayatın iniş çıkışlarıyla başa çıkabileceklerini bilmekten kaynaklanan özgüveni edinmeleri için yönlendirilirse çocuklar, işler zorlaştığında direnecek ya da harekete geçmek gerektiğinde vazgeçeceklerdir. Siz çocuğunuzun hangisini tercih etmesini isterdiniz?

ÖZSAYGI

Anne babalar, çocuklarının kendilerine ilişkin olumlu bir algı geliştirmelerine yardımcı olmak için övgülerin işe yarayacağını düşünürler. Ancak bunu anne babalar veremez? Çocuklar başarılarıyla ilgili dürüst geribildirimlere ihtiyaç duyarlar. Çocuklar gerçek dünyayla iletişime geçip başkalarına kendilerinden bir şeyle sunma fırsatı edindikçe gelişir.İşte bu yüzden anne babalar çocuklarına sorululuk vererek evde küçük yardımlarda bulunasına fırsat vermeliler. Çocuklar böylece işe yaradıklarını hissetmekten kaynaklanan bir tür anlamlılık duygusu edinirler. Çocuklar hem kişisel bakılarına –yataklarını düzeltmek, dişlerini fırçalamak- hem de aile hayatlarında her şeyin yolunda gitmesine katkıda bulunarak kendi kendine yeterli birer yetişkin olabilmelerine yardımcı olabilecek bir tür bağımsızlık ve özgüven geliştirirler.

Ancak ne yazık ki bizler şu an sahip olma kültürüyle çocuğumuzun hedeflerine ulaşabilmesi adına çaba sarf etmelerine fırsat vermeyerek her türlü maddi olanağa ve istediği her şeye sahip ama doyurulamaz bir açlık çeken çocuklar yetiştirmekteyiz.
Gerçek özsaygı satın alınamaz. Gerçekten ne yapabileceğimizi keşfetmekten kaynaklanır.

SORUN ÇÖZME BECERİSİ

Bakış açılarımızda yapacağımız ufak değişikliklerle algılarımızı değiştirmek mümkün. Mesela yaşadığımız şeyi sorun değil de “zorluk” olarak adlandırsak nasıl olur.? Bu zorluğun üstesinden gelmenin en iyi yollarından biri zihin haritası yapmak olabilir. Karşılaştıkları zorluğu sayfanın ortasına yazıp kısa bir tanım yazmak, sonra merkezdeki bu zorluktan dışarı doğru dallar çıkararak her birine olası çözüm yazmak çözüme giden yolda oldukça kolaylaştırıcı bir yöntemdir.Bir sonraki adım bütün potansiyel çözümlerin gerektirdiği kaynakların (zaman¬ para, insan) altbaşlıklarını oluşturan bir liste hazırlamaktır.

VİZYON

Çocuklarmız büyüdükçe, ideal hayatlarını gözlerinde canlandırabilmeleri – ve gerçekleştirebilmeleri- için kendilerini mutlu ve canlı hissetmelerine yardımcı olan şeyleri keşfetmelerini teşvik ederek, onlara muhteşem bir hediye vermiş oluruz. Bunun için çocuklarınızla birlikte, dergilerden kesilen resimlerle bir kolaj oluşturarak ideal hayatlarını görmelerine yardımcı olacak bir vizyon panosu yapak iyi bir fikir olabilir. Hayalleri ve hedefleri ne olursa olsun bütün çocukların mutlu, sağlıklı ve değer verdikleri insanlarla bağlı olduklarını hissettikleri bir haaytı gözlerinde canlandırmaya teşvik edilmeleri gerekir.

ŞÜKRAN

Birçok kişi bunun bir beceri olmadığını , daha çok zihinsel ve kalpte hissedilen bir durum olduğunu iddia etse de doğuştan gelen bu şükran duygusu anne babanın şükranı içselleştirerek yaşamasıdır. Biz karşımıza çıkan küçük ya da büyük armağanlara karşı memnuniyet ve minnet gösterirse, çocuklarımız da her zaman şükran duyulacak bir şey olduğunu öğrenirler. Bu “şükran duyma tavrı”, gün içinde hayallerimize kavuşmamıza yardımcı olacak anları fark etmeye – ve büyütmeye- daha açık bir zihinsel bir yapı oluşturur.

Anne babalar olarak, çocuklarımızın her birimizin kendi hayatının sürücü koltuğunda oturduğumuzu , sınırlar aştığımızı, güvenle, mutlulukla ve tutkuyla yaşayacağımız hayatı coşkuyla tasarladığımızı daha iyi anlamalarını sağlamalıyız.
Umarı bu yazımın bu satırlarına geldiğinizde çocuklarınıza bu becerileri kazandırma bilinciyle yeni güne başlarsınız. Çünkü her bilgi hayatımızda yeni bir yoldur. Bu yolları birlikte çoğaltabilmek dileğiyle…
EK* Stiffelman S. (2018). Çev. Ayşegül Cebenoyan İnatlaşmadan Ebeveynlik. İstanbul, Doğan Kitap

Add a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *