Öfke Nöbetleri Neden Olur ve Nasıl Aşılır ?
Çocuk büyütmenin en zor ve ebeveyni en çıkmada hissettiren zamanlarından biri çocuklarının geçirdiği öfke nöbetleridir. Genelde bununla ilgili olarak ebeveynlere verilen tavsiye öfke nöbetleri sırasında “Ağlarsan ağla” vb. söylemlerle kayıtsız kalınması ve görmezden gelinmesidir. Bu sayede öfke nöbetlerini çocukların bir silah olarak kullanmasının önüne geçilebilir. Ancak biz uzmanlar biliyoruz ki iki tür öfke nöbeti vardır. Bunlardan ilki biraz önce de bahsetmiş olduğum gibi çocuğun bilinçli olarak kriz yaratmaya karar verip düğmeye basmaya bile isteye karar vermesidir. Çocuğunuzun dramatik ve görünüşe göre içten içe gelen yalvarmalarınıza rağmen sizler ebeveyn olarak sınırlarınızı kesin olarak koyar ve net bir dille ifade ederseniz bu öfke krizleri kısa zamanda yok olur. Böyle anlarda verilebilecek en iyi yanıt: “Şu an tabletle biraz daha oyun oynamak istediğini biliyorum. Süremiz bittiği için çok üzgünsün ancak artık kararlaştırdığımız tablet süresinin sonuna geldik. Tableti sen kendin mi salona bırakmak istersin? Eğer kendin bırakmazsan elinden almak durumunda kalacağım.” Ebeveyn böyle kesin bir sınır koymakla, çocuğunuzun uygun olmayan davranışlarının sonucuna katlanması ve dürtülerine hakim olması gerektiğini anlatmış olur. Peki ya diğer öfke krizi nasıldır? Burada çocuğunuz gerçekten öfke duygusunun yoğun bir biçimde yaşıyordur ve güçlü olan bu duygu onun beynini öylesine esir almıştır ki, muhakeme yapmasına, mantıklı kararlar alabilmesine, sizin sunduğunuz çözüm önerilerini duymasına yardım eden üst beyni devre dışı kalmıştır. O anlarda ilk olarak ebeveynin fırtınada denizin ortasında kalan bir dümeni soğukkanlılıkla çevirebilen bir kaptan olarak “Biliyorum çok kızgınsın. Arkadaşının o oyuncağını senden izinsiz alması seni çok öfkelendirdi. O kadar kızgınsın ki şu anda da ona bağırmak istiyorsun.” gibi bir yanıtla çocuğunuzun sizin tarafınızdan duyulduğunu ve anlaşıldığını hissettirmiş onun güçlü duygularının yatışmasına ve üst beynin yeniden devreye girmesine yardım etmiş olursunuz. Çocuğunuz size onu anladığınızı söyleyen “Evet” cevabını veriyorsa işte o zaman artık beyni öğrenmeye açık hale gelmiştir ve sizin ona öğrettiklerinizi çok daha kolay özümseyecektir. “Öfkelendiğini görebiliyorum ancak böyle zamanlarda bu öfkeni sözcüklerle ifade edebilir ve arkadaşına “Ben bundan hoşlanmıyorum” diyebilirsin.” Bir yanıtla bu yaşanan deneyim bir kez daha tekrar yaşanmaması adına çocuğunuzun ne yapması gerektiği konusunda onunla şiddetsiz bir iletişim kurarak yaşadığınız öfke nöbetlerin üstesinden gelebilirsiniz.
Biliyor musunuz? Çocuklar yalnızca duygularını düzenleyebilen yetişkinler eşliğinde duygularını yatıştırabilirler. Ancak unutmamalıyız ki bazen biz yetişkinlerin de tepesinin tası atar ve üst beyni devre dışı kalır. İşte bu anlarda önce biz yetişkinler duygularımızın farkında olan bir içgörüye sahip olarak duygularımızı sağlıklı yatıştırmayı öğrenmeliyiz ki çocuklarımıza da bunu öğretebilelim.
Psikolojik Danışman
Sıla Salantur
Add a Comment