İnsan Psikolojisinin Rüya Üzerinde Nasıl Bir Etkisi Vardır?

İnsan Psikolojisinin Rüya Üzerinde Nasıl Bir Etkisi Vardır?

Bilimselliğine pek fazla inanılmasa da rüyaların ne anlama geldiği birçok kişi tarafından merak ediliyor.  Sabah kalkar kalmaz ‘’öyle bir rüya gördüm ki hemen anlamına bakmam lazım!’’ gibi yıllardır süregelen cümleler; rüyaların anlamına dair duyulan merakı kanıtlayor.

Peki, acaba rüyalarımız; psikolojimizin, yaşantılarımızın, hayatımızın bir parçasını temsil ediyor olabilir mi? Adeta bir film sahnesini andıran rüyalar bize neler anlatıyor? İnsan psikolojinin rüya üzerinde gerçekten bir etkisi var mı?

Öncelikle rüyanın ne olduğundan başlamak gerekir. Rüya; basit olarak tanımlanırsa, uykuda görülen şey anlamına gelmektedir. Uyku sırasında zihnimizin yarattığı görseller, bir şeyleri görmemizi sağlar. 

Neden ve nasıl görüldüğü sorusu ise bilimsel açıklamalara dayanır. Uyku toplamda 5 fizyolojik evreden oluşur; ilk evrede uyanık gibi olsak da yavaş yavaş uykuya doğru yol alıyor oluruz ve zihin kendini serbest bırakmaya başlar. İkinci evrede kaslar gevşer, kalp atışı yavaşlar. Bu, dış etkenlere karşı gittikçe kapandığımız süreçtir. Üçüncü evre ise kişinin uyuduğunu farkında olduğu evredir. Ani sıçramalı uyanmalar bu evrede gerçekleşir.  Dördüncü evrede kişi oldukça derin bir uykudadır. Dinlemenin gerçekleştiği, kaliteli bir uyku sağlayan kısım bu kısımdır. Beşince evre ise REM uykusu denilen uyku sürecidir. Hızlı göz hareketlerinin var olduğu bu son evre içerisinde, rüyalar da yer alır. Araştırmalar, diğer evrelerde de rüyaların görüldüğünü söylese de hatırlanan rüyalar REM uykusunda görülen rüyalardır. Görülen simgeler, görseller, imajlar; bilinçdışının dışa vurumu, uyku sırasındaki zihinsel aktivasyon, kurulan hayallerin ortaya çıkışıdır. 

Geçmişten günümüze rüyaların anlamları pek çok açıdan yorumlanmaktadır. Psikolojik açıdan yorumlanmak üzere Freud, Jung, Adler gibi kuramcılarda bu işe kafa yormuş ve rüyaların anlamları konusunda hepimizi bir nebze de olsa aydınlatmıştır. Bir nebze diyorum çünkü; rüyaların çoğu hatırlanması zor olduğundan objektifliği sorgulanmaktadır. Bu yüzden, hiçbir kuramın %100 gerçekliği olduğu bilinmese de bu kişiler için rüyaların anlamları vardır ve kişileri analiz ederken, tanımaya çalışırken, kişilerin hayatlarına dair bilgiler toplarken rüyalardan yararlanılır. 

Rüyalar yaşantımız ve psikolojimiz ile ilişkili midir? diye bakıldığında ise; oldukça bağlantılı izler görülür. Freudian yaklaşıma göre; rüyalar bastırılmış istek ve güdülerin ortaya çıkışıdır. 

Gündelik yaşamda çözülemeyen bazı sorunlar, bastırılmış olan duygular ve düşünceler; rüyalar ile açığa çıkar. ‘’bazen neden ben böyle bir rüya gördüm?’’ diye kendinize sorduğunuz, farklı, beklenmedik rüyalar gördüğünüzde şaşırıyor olabilirsiniz. Şaşırsanız bile, aslında bu gördükleriniz bir anda ortaya çıkmamışlardır. Bilinçdışınıza attığınız, fark edemediğiniz, görmezden geldiğiniz pek çok şey rüyalarda karşınıza çıkabilir. 

Rüyalardan etkilenmek tamamen kişiye bağlı olarak değişir. Rüyayı ne kadar hatırladığınız, rüyalara yüklediğiniz anlamlar ve inanç biçiminiz gördüğünüz rüyanın etkisini artırır ya da azaltır. 

Yani rüyalarımız; hayatımıza, bastırdığımız duygulara, gündelik yaşantımıza, etkilendiğimiz olaylara göre değişiklik göstermektedir. 



Psikolog H. Belce Başcı 

Add a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *