aile-yapi

Sıradan Bir Çekirdek Ailede Önce Anne “Sağlıklı” Olmalı!

Belki diğer kültürlerde bu kadar belirgin fark görülmeyebilir ama Türk kültüründe sıradan bir çekirdek ailede, o ailenin annesi ne kadar iyi olursa ailenin diğer bireyleri de bir o kadar iyi oluyorlar. “İYİ” kavramını biraz açacak olursak annenin hem psikolojik hem fiziksel olarak sağlıklı kalabilmesinden bahsediyorum. Genelde ailelerde gözlemlediğim annelerin fiziksel sağlıkları önemseniyor fakat psikolojik “iyilik” pek de o kadar önemsenmiyor. Yani bir mide problemi olduğunda anne hemen doktora götürülür genellikle ne gerekiyorsa yapılır. Ama ben çok bunaldım dediğinde görmezden gelinme ihtimali oldukça yüksektir. Peki anneler neden bunalır?

Öncelikle şunu söylemeliyim çocuklar mükemmel anneye değil güven veren anneye ihtiyaç duyarlar. Benim ailelerde karşılaştığım en belirgin problemlerden bir tanesi bu. Ya başkaları tarafından, belki de annelerin yetiştirilme tarzından kaynaklı olarak anneler mükemmel anne olabilmenin yollarını daha hamileyken aramaya başlıyorlar. Halbuki kişiye (size) ait olmayan mükemmel anne figürünü temsil etmek hem çocuk üzerinde yapmacık bir etki yaratıyor hem de olması zor biri olmaya çalışmak psikolojik anlamda anneleri çok fazla yoruyor. Bu da ileriki zamanlarda değersizlik, yetersizlik hisleriyle beraber kronik depresyonlara, kaygı bozuklukları, panik atak gibi çeşitli tablolara yol açabiliyor ve benim karşıma çıkan kısım şu; huzursuz çocuklar.

  • “Bizim çocuk hiç yerinde durmuyor.”
  • “Evde tutamıyorum ben bu çocuğu”
  • “Sürekli ağlıyor durduramıyorum (bebekler de dahil)”
  • “Her şeyden korkuyor”
  • “Yalnız kalmak istemiyor”
  • “Hep yanında beni istiyor, artık tuvalete bile gidemiyorum tek başıma “ (. . .)

Peki çocuklar bu durumdan nasıl etkileniyorlar? Tabii ki her çocuk bu durumdan aynı etkilenmiyor fakat şundan eminim ki nasıl etkilenirse etkilensin negatif bir senaryo ortaya çıkabiliyor. Eğer çocuk ne yaparsa yapsın mükemmel annenin ihtiyaçlarını karşılayamayacağını yada takdir göremeyeceğini düşünürse karşımıza çıkan tablo yaramaz, derslerini dinlemeyen, asla komut almayan,  ve yerinde duramaz diye nitelendirdiğimiz ve daha sonrasında da hep yetersizlik hissederek büyüyen çocuklar olabiliyorlar. Büyüdüklerinde ise kendilerine hedef belirlemekte zorlanan çocuklar alabiliyorlar. Hani hep diyorlar ya “bu çocuk da bir baltaya sap olamadı!”. Kendine güveni az, bağımsız hareket edemeyen, eşi ile annesi arasındaki dengeyi tutturamayan, iş hayatında ve sosyal hayatında kaygılı olan çocuklar da aklıma gelen diğer seçenekler arasında.

Bir diğer tablo ise mükemmel annenin altında ezilen çocuklar. Annesi ne derse o olur çünkü her şeyin en iyisini annesi bilmektedir ve böylece çocuk karar verme mekanizmasını asla geliştiremez. Karar verme yetisi olmayan bir çocuk ise asla öz güven sahibi olamaz. İleride ise hata yamaktan korkan ve olası bir hatada tamamen yıkılan ve toparlamakta çok zorlanan, depresif özellikte bireyler meydana gelme riski artıyor.

MÜKEMMEL ANNE OLMAYIN bırakın çocuğunuz hata yapsın fakat hatasının karşılığında yanında olan ve ona güven veren bir anne olun. O zaman çocuğunuz hata yapmaktan korkmayan genelde daha az hata yapan, yaptığında ise fazla yara almadan yoluna devam eden, hatta ve hatta hatalarından ders çıkararak gittikçe daha güçlü olan bireyler haline gelecektir.

SINIRLARINIZI İYİ ÇİZİN gerektiğinde istikrarlı hayır cevabı vermenin önemi oldukça büyüktür.

ÇOCUKLARINIZLA OYUN OYNAYIN. Herkesin kendince görevleri zaten mevcut birde evde yapılması gerekenler görev haline gelmesin. Kaliteli zaman geçirmek evdeki herkesin iyi olmasındaki en önemli etkendir. Çocuklarınızla oyun oynayın. Oyun çocuğunuzun bir ihtiyacıdır, gelişimsel bir araçtır. Oyun oynayan çocuğun gelişimi daha sağlıklıdır. Var olan vaktinizde beraber oyun oynayarak hem kendi enerjinizi hem de çocuğunuzun gelişimini arttırın.

Size çocuklarda ortaya çıkan bir mükemmel anne hastalığından bahsedeyim “ Anoreksiya nevroza”. Bir anne düşünün mükemmel ve tabiiki onun yetiştirdiği çocuk da mükemmel olmalı. Mükemmel bir kız çocuğu nasıl görünür? Tabiri caizse manken gibi. Biraz kilo alsın anne hemen uyarır. Biraz büyüme başladı mı kız çocuğu anneyle beraber diyet programları uygulanır belli aralıklarla. Detokslar yapılır çünkü anne kız mükemmel olmalıdırlar. Bir süre sonra bu küçük kız etrafında arkadaşlarının tükettiği ama onun tüketmediği gıdaların ( çikolata, cips vb kalorili yiyecekler..) farkına varır ve merak eder. Tadına baktığında yemek ister ama kilo almaktan çok korkmaktadır çünkü mükemmel gözükmelidir. Bu sefer baş vurduğu yol bütün bu yiyecekleri tıkınırcasına yemek ve daha sonrasında sindirime geçmeden hepsini geri çıkartmaktır. Kendini kusturur. Bunun ulaştığı son nokta ise ölümcül bir hastalık olan “anoreksiya nevroza” dır.

Biraz içimizi karartmış olabiliriz fakat yukarıda bahsettiğim sadece örnek tablolardan bir tanesi. Benim görevim bunların olabileceğini sizlerle paylaşarak, bu işin en güzel yanı olan örnek tablolarla karşılaşmamak için neler yapılabileceğinin bilgisini verebiliyor olmaktır. Bu sayede bu tablolarla karşılaşma riskimiz oldukça azalacaktır.

Bir diğer problem ise eş anlaşmazlıklarından çıkan problemlerdir. Elbette ki bu problem her iki tarafı da eşit etkileyen bir faktördür fakat söz konusu bir anne olduğunda katlanarak çocuğa da etki eden bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. En başta da söylemiştim çocuklar güven duygusuna ihtiyaç duyarlar. Fakat kendini huzursuz, güvensiz, mutsuz ve yorgun hisseden anneler çocuklara yeterince güven duygusu veremezler. Genelde annelerin böyle durumlarda seçtikleri yol çocuklara belli etmemeye çalışmaktır. Fakat atladığınız şey şu; siz ne kadar iyi rol yaparsanız yapın çocuklar sizin duygu durumunuzu anlar ve bundan etkilenirler. Sürekli huzursuz olan bir annenin çocuğu ise güven duygusunda yoksun olarak büyüyecektir. Tekrar içinizi karartmayacağım fakat buda çocuğunuzun ileride ki tüm hayatını etkileyecek faktörlerden biridir. Bu durumda yapılacak en doğru şey bir aile terapisi almak ve ortadaki problemi çözüme kavuşturmaktır. Bu çözüm her zaman orta yolu bularak anne-baba-çocuk yaşantısına devam etmek olmayabilir. Evliliği sonlandırmak ama anne- baba olmaya devam etmek de bir seçenek olabilmektedir.

Tüm bunların yanı sıra eklemek istediğim bir diğer konu ise şudur; psikolojik problemler her zaman sonradan ortaya çıkmayabilir. Benim anne ve anne adaylarına en büyük uyarım şudur. Eğer kendinizi yeterince iyi hissetmediğiniz durumlar var ise, örneğin güven problemi , depresyon, kaygı bozuklukları, duygusal yoksunluk vb gibi, bebek sahibi olmaya karar verdiğinizde öncelikli olarak bir uzmana başvurmalısınız. Bunun iki sebebi var. Birincisi hamileliğiniz boyunca hormonel dengeniz değişeceği için problemlerinizin hamilelik süresi içerisinde sizi daha fazla rahatsız etmesi an meselesidir. Diğer problem ise anneler çocukları için ayna gibidir. Kendilerine baktıklarında onları görmek isterler. Yani siz ne kadar sağlıklı olursanız onlar o kadar sağlıklı; siz ne kadar rahatsız olursanız da onlar o kadar rahatsız olurlar.

Size önerim şu evdesiniz günlük işlerinizi yapıyorsunuz ve bunaldınız. Bir sıkıntınız var uzun zamandır çözemediğiniz yada birkaç günlük bir meseleniz var sizi huzursuz, rahatsız eden. O zaman önce durun. Unutmayın evin annesi iyi olmazsa kimse iyi olmaz siz evin kolu kanadı herşeyisiniz. Derin bir nefes alın ve kendiniz için iyi gelecek ne varsa önce onu yapın. Belki bir nefes egzersizi yeterli olacaktır belkide halletmeniz gereken daha köklü problemler vardır. Ama ana fikir şu ; önce evin annesi iyi olmalı. Unutmayın !

 

Kurucu – Psk. İrem Güngör

Comments are closed.